6 Şubat 2016 Cumartesi

Çingeneler,İran ve SELAM TEVHİD ÖRGÜTÜ

İRANLILARIN SAPKINLIKLARI

MS 1025-1050 yılları arasında Kuzey Hindistan’da yaşayan bir beylik vardır. Beyin yakışıklılığı ve cinsel gücü çevre ülkelere yayılmıştır. Buveyhoğulları’ndan Abu Mansur Fülâd Sütûn (1048-1055) döneminde işret almış başını yürümüş ve rezillikler nedeniyle Bağdat’taki Türk Büveyh Komutanları Büveyhoğulları’na karşı sıkça ayaklanmışladır. Büveyh Sarayı’ndaki sapkınlıklar bir sonucu olarak saraydaki sapkın elit yakışıklı beyi ve ailesini Buveyh Sarayı’na davet ederler. Davete icabet eden bey, saraya girer girmez neredeyse saraydaki hemen tüm kadınların tutkularını kamçılar. Davet yemeğinden sonra odasına çekilen bey ve ailesi ayrı ayrı odalara alınır ve saray sessizliğe gömülür. Tutkularının esiri kadınların başında hükümdarın annesi, karısı ve kızları da bulunmaktadır. Konuk bey odasında saray muhafızları tarafından çırılçıplak soyulur, elleri-ayakları ve ağzı bağlanır, sabaha kadar azgın kadınların tecavüzüne uğrar. Sabah olduğunda ise feryat figan ile suç beyin üzerine atılır. Sürekli ayaklanma tehdidi karşısında zor anlar yaşayan Büveyhoğulları beyi, ailesini ve beylik bağlılarını Anadolu’ya sürgün ederler. (1048-1050) Çigan (Türkçe-Göçebe), Çingane (Farsça) Çingenelerin sürgünü ve makûs talihi başlar. Büveyhoğullarının sapkınlıklarından yaka silken ve başıbozukların baskısından kurtulmak isteyen Abbasî Halifesi Kaimbiemrillah Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'den yardım ister. Tuğrul Bey 1055'te Bağdat'a yaptığı seferde Büveyhoğulları’nı büyük bir yenilgiye uğratır.

Ancak; Pers diline düşen Çingeneler hakkında şu söylenti kulaktan kulağa yayılır. “ÇİNGENELER, ANNELERİ, KIZLARI İLE YATARLAR; ONLARLA BİRLİKTE OLANLAR ASLA TEMİZLENEMEZLER.” Bu Pers söylentisi tarihteki en büyük iftiraların en başında yer alır.

Bugün bile ülkemizin % 99’u hala bu iftiraya inanmakta ve bu nedenle iftiraya uğramış bu halkı kendilerinden uzak tutmaya çalışmaktadır.

ŞİALIK VE İSRAİL-PERS KAPANI

Bugünkü İRAN’ın resmi kayıtlarında 16.780 civarında Yahudi varlığı görünse de Kripto Yahudiler ile birlikte bu nüfus 7.983.210 civarındadır. Bu sayısal değer ise İRAN nüfusunun % 9,5 ila 10,7’sine tekabül eder. Ekonomik güçleri oldukça fazladır. TÜRKİYE ise Yahudiler arasında Esas İsrail olarak telakki edilir. Filistin topraklarındaki İSRAİL ise bir savunma sığınağı ve/veya yedek üs konumundadır. TÜRKİYE ve TÜRKLER, Faşist Yahudiler ile Faşist Perslerin öncelikli hedefidir. Her iki kesimde de TÜRKLER üçüncü sınıftır. TÜRKLERİN ortak hedef olmasının en önemli sebebi ADALET duyguları ve uygulamalardır. Bu nedenle de TÜRKLER tarih boyunca hiçbir millete, halka tecavüz etmediği gibi kendine de tecavüz ettirmemiştir. Her seferinde kendi küllerinden doğan millet de TÜRKLER’dir. Türklerin durması ile tarihin durduğu, kaosun ve çöküşlerin başladığı bir realitedir. En son örneği Osmanlı İmparatorluğu’dur. Bu nedenle TÜRKLERİN tasmalı olarak yaşatılması Dünya dengeleri için çok önemlidir.

 TÜRKİYE’de İslam’ın PROTESTANLAŞTIRILMASI ve SÜNNETULLAH ın İslam’dan uzaklaştırılması KUMPAS’ın olmazsa olmazıdır. Avrupa için TÜRKİYE “ŞARK MESELESİ”, İRAN için TÜRKİYE “GARP MESELESİ”, İSRAİL için TÜRKİYE “ŞİMAL MESELESİ”dir.  Çok dikkat çekicidir ama nedense görülmez, ne “ARZ-I MEVUD” ne “BÜYÜK KÜRDİSTAN” ne de “Büyük ERMENİSTAN” sınırları ile Şİİ NÜFUS alanları büyük oranda çakışmaz. İSRAİL ve İRAN Türkiye’ye karşı politik olarak “SÜREK AVI” metodunu uygularlar. Yani biri TÜRKİYE’yi İSRAİL’e doğru, diğeri TÜRKİYE’yi İRAN’a doğru sürerek TÜRKİYE’ye ve TÜRKLERE görünür ve görünmez zararlar verirler. TÜRK-KÜRT, TÜRK-ERMENİ, TÜRK-RUM husumetinde bu güçlerin etkisi çok büyüktür. TÜRKİYE’deki İSRAİL baskısı ile İRAN baskısı neredeyse eşit derecededir. Ancak İRAN baskısı daha hırpalayıcı ve can yakıcıdır çünkü “DİN KARDEŞLİĞİ” perdesi tahribatı geometrik olarak artırmaktadır. Ancak bu görüntü yüzeyseldir, çünkü İRANİ “İslam” düşüncesi “İSLAMİYETİN” en büyük düşmanıdır. Örneğin ŞİA’da İslam’ın şartı SEKİZDİR; Amentü’ye rağmen, Allah’ın emirlerine rağmen, İlave iki “Şart”; “İMAMA-İMAMINA- İMAN”, diğeri de “TAKİYYE YAPMAK”tır.

 İktidar partisi içindeki “LİDER”i ve o liderin kendini “Allah’laştırma”,“Peygamberleştirme” eylemlerinin ardında bu KAPAN’ın ülkemizde iktidarları belirleme sürecine kadar başarı kazanmalarının bir sonucudur.

 Kısaca “TEVHİD SELAM KUDÜS ORDUSU” artık Türkiye’deki gerçek PARALEL güçtür. O kadar güçlüdür ki Entelijans Servisi’nin MÜSTEŞARINI bile belirleyebilmektedir. ŞİA PERS gücü en büyük aşamayı 12 EYLÜL REJİMİ sayesinde elde etmiştir.  Kişileri ve kurumları ele geçirme operasyonları iki temele dayanır, bu iki temel onların buluşları değil imrenilecek derecedeki araştırmalarıdır. Türk yazıtlarında geçen bir bölüm çok dikkat çekicidir. “TÜRK BEYLERİ ÇİNLİ KADININ TENİNİN SICAKLIĞINA, ÇİN İPEĞİNİN YUMUŞAKLIĞINA KANDIN DA BÖYLE OLDUN –ÖLDÜN-“

Başta büyükşehirlerde 2002 den sonra patlama yapan “CARİYE OTELLERİ”, “MUT’A” e HUMUS şirki bu örgütün en büyük “Başarılarındandır.” Bir tarafın ele geçirdiği “GÜÇ ODAĞI” ise her iki unsur tarafından ortak olarak kullanılmaktadır…

“TEVHİD SELAM KUDÜS ORDUSU”


 Bu konuya önümüzdeki yazılarımda değinmek istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder