6 Aralık 2015 Pazar

28 Şubat Sırları ve :RTE nin Yükselişi


Çok arkadaşım yoktur. 
Olması da normal değildir. 
Herkes ile arkadaş olanları siyasetimizin bitmez-tükenmez hırsı ve ihtirası ile tanınan Süleyman DEMİREL’ine benzetirim. 
Bir insan olarak da Süleyman DEMİREL’e benzemektense, dünyaya hiç gelmemiş olmayı tercih ederim. 
Sizlere bu mektupta aktaracağım olayları bana nakleden, uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapmış ve görev yaptığı her kademede, statü ve rol’ünün bütün gereklerini fazlasıyla yerine getirmiş seçkin bir Türk Subayı. 
Benim de, ender arkadaşlarımdan biri. 
İşte onun iki anısı:
“27 Şubat günüydü, çok değer verdiğim bir büyüğüm bana telefon ile ulaştı ve“Komutanım, fakirhanemize gelebilir misiniz; hocaefendinin (Necmettin ERBAKAN) bir müşkülü var” dedi.
Saat 17:30 civarında arkadaşımın bürosundaydım. 
Büroda Erbakan’ın çok güvendiği milletvekillerinden biri de vardı. 
Selamlama, hal hatır sormadan sonra konuya girildi.28 Şubat günü yapılacak MGK toplantısı öncesi Erbakan’a ulaşan bazı bilgiler ortaya konuldu ve değerlendirmem soruldu. 
Kendilerine kısaca değerlendirmemi yaptıktan sonra, ana hatları ile şunları söyledim.

· Çevik BİR bu olayın beyni değildir, esas beyin Ahmet ÇÖREKÇİ’dir. 
Çevik BİR, mükemmel bir maşadır. 
Bedeli mukabili ‘her şeyi’ yapan bir tiynettedir.

· Sizleri yıkmak için kullanılan malzemenin kaynakları iki çok değerli (!) milletvekilinizdir. 
Birincisi ABDULLAH GUL dur

· Bu gelişmelerin birinci sebebi; 
‘Laik’ düzenin korunması değildir. 
İstanbul Dükalığı’nın Anadolu Kaplanları karşısında zorlanmaya başlamasıdır.

· İkinci sebebi; 
kurmuş olduğunuz ‘havuz sistemi’, ‘rantiye’yi’ rahatsız etmiştir. Rantiye sülüklerinin yaşaması için, devletin onlara borçlanması gerekmektedir. Türkiye’nin KOC gibi baronu, bu borçlanmalar yolu ile İLLUMİNATİ’ye yıllık olarak 75 milyar dolar aktarmaktadır. Havuz bu işi zorlaştırmıştır.
· Üçüncü sebebi; 
gündeme getirilen ‘kesintisiz eğitim’ aslında Türkiye’nin orta tabakası ile fakir kesiminin, yüksek öğrenim yapmasını engellemenin diğer bir yoludur. Bu oyuna gelmeyin. 
Bunun için, konuyu dayatan Türk Silahlı Kuvvetler üst yönetiminin malum kesiminden bir şeyler isteyin.

· Bu nedenlerle, bu geceden bir ‘Basın Toplantısı’ metni hazırlayın. 
Bu metinde, hükümetin T.S.K.’nın bazı unsurları tarafından ‘tehdit’ edildiğini beyan ederek, hem HÜKÜMET’ten hem de MİLLETVEKİLLİĞİ’nden İSTAFA’nızı açıklayın.

· Yarın ki MGK’da, T.S.K.’daki cuntanın dayatmaları gündeme gelirse siz de şunu teklif edin; 
‘Hükümetimiz, kesintisiz eğitim için, M.E.B’ı bütçesine bütçede verilen ödenek kadar bir ek ödenek ilave edecektir, bu konuda T.S.K.’nin duyarlılığı da dikkate alınarak Savunma Sanayi Fonu’ndan % 20 kesinti yapılarak, bu kesinti M.E.B’lığı bütçesine aktarılacaktır.· 
Son günlerde, T.S.K.’de ‘emir-komuta’ zinciri dışına çıkarak T.S.K.’ni çok başlıymış gibi gösteren, ‘demokrasi’ dışına çıkan, haddini aşan, yasa tanımaz bazı generaller hakkında Yüksek Askeri Şura’nın yarın toplanarak haklarında gerekli işlemi yapması sağlanmalıdır.

· Eğer bu teklifleriniz onaylanırsa yola devam edin, HAYIR denilirse, MGK toplantısına bir sonraki gün devam edilmesi kararını verip çıkın ve Basın Toplantısı yaparak, daha önceden hazırladığınız metinle hükümetin İSTİFA’sını açıklayın.

· Eğer MGK’da dümen suyuna girerseniz, sonunuz olur ve sizin yerinize onların emirlerini yapacak birileri bulunur. 
Direnir ve istifa ederseniz, tek başınıza iktidar olursunuz.

Bu dediklerimin aksi yapıldı, bu olaylar onların sonu oldu;
Türkiye için de en büyük felaketin yolu açıldı.
”Diğer olay da, RTE ile ilgiliydi.

“RTE hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi devreye girmişti, yine aynı arkadaşım beni bürosuna davet etti. 
Beni, şu an AKP’nin milletvekili olan RTE’nin avukatı ile tanıştırdı.
Avukat bana, “RTE’yi nasıl kurtarabiliriz?” diye sordu. 
Ben de araştırmam gerektiğini söyledim. 
Kısa bir araştırmadan sonra RTE’nin mahkum olması için Kürt Baron’un 1 trilyon 250 milyar TL, yardımcısı ve Ermeni dönmesi bir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da 750 milyar TL’lik bütçe oluşturduklarını öğrendim. 
İki gün sonra, malum avukatla aynı büroda buluştuk ve kendilerine şunu ilettim:
‘2 trilyon 100 milyara bu iş biter. 
Parayı bulun, dediğim kişilerle temasa geçin, RTE’ye hiçbir şey olmayacak.
’Bu sözlerim üzerine malum avukat boynuma sarıldı ve akla gelmeyecek dualarla bana dualar etti. 
Aradan 10 gün geçmişti ki, arkadaşım beni yine bürosuna çağırdı ve;
“Komutanım hiç ses çıkmadı, neler oluyor sizce?” dedi.
Avukat arkadaşını aramasını söyledim, o da dediğimi yaptı. 
Telefon konuşmasını bana dinlettirecek şekilde telefonu ayarladı. 
Karşısına çıkan avukat arkadaşıma şunları söyledi:
“Vazgeçtik, Allah’ın takdirine sığınıyoruz. 
Böylesi daha iyi”. 
Arkadaşım bana şaşkın ifadelerle bakarken ben gülümsüyordum. 
Şaşıran arkadaşıma şunu söyledim.
‘Demek ki dış güçler, RTE’yi tek başına iktidara getirmeye karar verdi. 
Milletvekili olmak istiyorsan tam zamanıdır. 
Sıralamaya bakmadan aday ol!
’Arkadaşım, bana: 
“çok zalimsin. 
Bu nasıl bir değerlendirme” deyince, ‘Milletvekili Genel Seçimleri’nden sonra görüşürüz’, deyip oradan ayrıldım. 
Görüşemedik, çünkü dediğimi yapmış ve milletvekili olarak TBMM’ye girmişti…
”İşte sizlere 28 ŞUBAT gerçeğinin bir kesiti…
Kalın sağlıcakla…
Gönderen ELBİSTAN TÜMENİ(Burcu GEROĞLU) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder